Cuma, Nisan 14, 2006

Neden Anlaşılmıyoruz?

Önce bir alıntı:
"Reklamcılığın Gerçek Mutfağına Hoşgeldiniz!

Buzdolabı var,
çalışkanlık, dürüstlük, doğruluk gibi özelliklerimizin asla bozulmaması için...

Kepçe var,
yeni bilgileri, yeni kavramları, yeni reklamcılık akımlarını birbirimizle paylaşmak için...

Bıçak var,
ham fikirleri dilimleyip, enerji, zeka ve yenilikçilik dolu lezzetler elde edebilmek için...

Maşa var,
en güzel fikirleri kolayca yakalayabilmek için...

Mikser var,
stratejiyi, yenilikçi fikri ve uygulamayı birbirine en iyi şekilde kaynaştırmak için...

Kahve var,
müşterilerimizi korumak, rakiplerini takip etmek, piyasayı izlemek amacıyla her zaman uyanık olmak için...

Süzgeç var,
doğru ve yanlış stratejiyi birbirinden ayırabilmek için...

Tuz-biber var,
bitirdiğimiz her için lezzetinin eksiksiz olması için...

Tencere var,
müşterilerimize sunacağımız hiçbir fikrin çiğ ve yarım kalmaması için...

Tepsi var,
bilgimizi, tecrübemizi, enerjimizi müşterilerimize en iyi şekilde sunabilmek için...

Pasta var,
başarılarımıza bir yenisi daha eklediğimizde kutlamak için..."


Bu sözleri, Tempus adlı bir reklam ajansının kendini hatırlatmak için hazırladığı bir minik takvimin yapraklarından değiştirerek aldım.

Ajans "ne demek istediğini" bir "hikaye üzerinden" "zeka ürünü bir yaklaşımla" "öz ama genişletilebilir" biçimde aktarmayı başarmış.

Bir sunum yaparken, bir makale yazarken, bir konuşma yaparken, ufak büyük herhangi bir şey anlatırken, anlatacaklarımızın tamamını "paketleyip içine koyabileceğimiz" bir konsept, bir hikaye, bir öz, bir temel yoksa, muhabatımızı bizim neden bahsettiğimiz takip edemiyor, anlayamıyor, sıkılıyor, kopuyor, hatırlamıyor, kısa bir sürede unutup gidiyor.

Böyle davranabildiğim zaman, hem ben, hem de dinleyiciler, okuyucular, seyirciler çok rahat ediyorlar.

Bir not edeyim istedim.

Buna da bir hikaye yakıştırmak gerekirse, hikayemizin adı şu olabilir:

Hikaye anlatmayı beceremediğimiz için anlaşılmamaktan şikayet ediyoruz!

Her konuşmanın, her firmanın, her ürünün, her stratejinin, her ülkenin "bir hikayesi olmalı".

Hikayesi olmayanın hikayeye konu olma hakkı olmuyor.

Hiç yorum yok: