Cuma, Nisan 07, 2006

Masal Bu Ya...

Masal bu ya, timsahla fil dillere destan bir evlilik yapmışlar. (Reklamcılar da mesajlarını iletebilmek, zihinlerde dikkat ve ilgi üretebilmek için böylesi hiç olmayacak ilişkiler kurabildikçe mutlu olurlar.) İki sevgili(!) evliliklerini daha da mutlu hale getirebilmek için birbirlerinden habersiz hediyenin gücünden yararlanmaya niyet etmişler. Tabii ki, ikisi de eşine en değerli hediyeyi vermek istermiş. Sonunda, timsah gölden en leziz ve en güzel balıkları yakalamış. Fil de pek sevdiği bitkilerin yemyeşil yapraklarının en tazelerinden bir demet toplamış. Aynı akşam birbirlerine heyecanlı ve utangaç biçimde aynı anda hediyelerini sunmuşlar.
Fakat, sonuç hiç de beklendiği gibi iki taraflı bir sevinç çığlığı olmamış. Hatta yüzlerde ve duruşlarda bir hüsran, bir burukluk seziliyormuş.
Masalcı anlatmamış ama, biz biliriz ki, otçul fil için balıklar, etçil timsah için tazecik yapraklar hiç bir değer taşımaz. Hatta bunların "beş para etmez" olduklarını bile düşünebilirler.
Masal bu ya, bu absürd çift sonunda, herkesin kendisi için "en değerli" olanı "en sevdiklerine" vermenin içinde bir iyi niyet olsa da, bir işe yaramadığını anlamışlar. İlişkilerde iyi niyet yanında başka bir şey de gerekiyormuş.
Masalın sonunda, fil timsaha hortumuyla tuttuğu ve kendisinin zaten yemeyeceği ama partnerinin çok beğeneceği balıkları, timsah da, gölün dibinden kopartığı ve zaten sevmediği tazecik yosunları vermeye başlar.
Masalın sonunda ikisini de mutlu bir yüz ifadesiyle görürürz. Mutludurlar zira, birbirlerini anlamaya, birbirlerini tanımaya zaman ayırmışlar, partnerini kendisine tercih etmişler, kendi isteklerinin değil, karşı tarafın isteklerinin öne alınması gerektiğini anlamışlardır.
İkisi de "ben elimden geleni yapıyorum" savunmasına girmemiştir.
Bu masal bana, "malı müşteri tarif ve tayin eder, üretici ve satıcı değil" sözümü hatırlattı. Keşke bu masalı daha önceden duysaydım.
Pazarlamacılar da bazan fil ve timsah kadar müşterilerine yabancı olabiliyorlar.
Pazarlama olsun, sosyal durumlar olsun, siyasette ve ülke yönetiminde ilişkileri kuvvetlendirmek, neler alıp, neler verdiğinize bağlı.
İsterseniz bu masalı, iç politikaya da, dış politikaya da uyarlayabilirsiniz.

1 yorum:

MSK dedi ki...

Hocam, elinize saglik. Hani siz demişsiniz ya: "Keşke bu masalı daha önceden duysaydım." şimdi ben de aynısını söylüyorum. Keşke ilk blogumu yazmadan bu yazıyı okusaydım. Daha faydali kelimeler seçebilirdim.